Sakarya’nın kuzeyinde, Karadeniz’e yüzünü dönmüş, yorgun şehirlerin uzağında bir sahil kasabası uzanır: Karasu.
Burada zaman, dalgaların ritmiyle akar; şehirden uzak ama yaşamdan uzak olmayan bir yerdir Karasu.
Kimi sabahlar, deniz kıyısında yosun kokusuyla uyanırsınız.
Kimi akşamlar, günbatımı gökyüzünü yakarken sessizce yürüyen balıkçılarla karşılaşırsınız.
Gizli kalmış bir huzur, betona yenik düşmemiş bir doğallık,ve her şeye rağmen ayakta kalan bir sadelik vardır bu ilçede.
Karasu, kimine göre bir yazlık belde, kimine göre bir kaçış noktası…
Ama aslında, yavaşlamanın, soluklanmanın, “yaşamak” fiilini yeniden hatırlamanın adıdır.
KARASU'DA GEZİLECEK YERLER
1. Karasu Sahili
Türkiye’nin en uzun ve doğal sahillerinden biri…
İnce altın rengi kumlarla kaplı bu kıyı, sadece ayaklarınızı değil, düşüncelerinizi de dinlendirir.
Yazın çocuk sesleri, kışın ise dalga sesleriyle doludur.
Kumsalda yürürken ayaklarınız geçmişe, gözleriniz ufka takılır.
2. Acarlar Longozu
Bir tarafı orman, bir tarafı su…
Türkiye’nin en büyük ikinci longozu burada saklı.
Nilüfer çiçeklerinin arasında ilerleyen sandallar, kamışların arasından esen rüzgâr…
Sessizlik burada sadece bir eksiklik değil, bir doğallıktır.
Bir kuşun kanat sesi bile yankı bulur.
3. Maden Deresi
Doğa yürüyüşlerinin, sessizliğin ve suyun çağlayan sesinin buluştuğu yer.
Eski bir maden ocağının çevresinde şekillenen bu yeşil vadi,
şehir yorgunluğunun panzehiri gibidir.
Bir termos çay, bir dost sohbeti ve serinlik...
Hepsi burada hazır sizi bekler.
4. Yeni Mahalle Balıkçı Barınağı
Akşamüstü renklerine en çok yakışan yerlerden biri…
Teknelerin salındığı küçük liman,
martıların döndüğü gökyüzü ve dalgalarla yarışan balıkçı hikâyeleriyle doludur.
Burada zaman, denizin saatine göre işler.
5. Sakarya Nehri’nin Denize Kavuştuğu Yer
Bir nehrin, bir denizle buluştuğu o an…
Sakarya Nehri'nin Karadeniz’e döküldüğü delta,
hem kuş gözlemcilerinin hem de doğa tutkunlarının ilgisini çeker.
Sanki iki dünyanın buluşma noktasıdır burası: Tatlı suyla tuzlu su gibi,insanla doğa burada el sıkışır.
NE YENİR?
Burada lezzetler, doğanın içinden çıkar.
Basit ama öz, yerel ama evrensel tatlarla tanışırsınız.
Karadeniz Usulü Hamsi
Taze tutulmuş hamsiler, ince unla buluşur, çıtır çıtır kızartılır.
Yanında mısır ekmeği, bol yeşillik ve limonla tamamlanan bu tabak,
bir yemeğin değil, bir kıyı kültürünün özeti gibidir.
Fındıklı Tatlılar
Karasu’nun çevresi fındık bahçeleriyle doludur.
Bu bereket, tatlılara da yansır.
Fındıklı sarma, ev yapımı kurabiyeler, tahinle birleşmiş fındık ezmeleri...
Tatlı ama ağır olmayan, zarif lezzetlerdir.
Karasu Balığı
Kızartması, buğulaması, ızgarası…
Denizin hediyesini tabağınıza taşıyan sade ve taze bir şölen.
Yanında turşu, limon ve bol sohbetle yenir.
Köy Kahvaltısı
Karasu’nun çevre köylerinden gelen ürünlerle kurulan sofralarda,
taze yumurta, bazlama, ev yapımı reçeller ve tuzlu peynirler başroldedir.
Sahile bakan bir masada, sabah çayı bu kadar anlamlı hiç olmamıştır.
Karasu, sadece bir yazlık değil,sadece bir doğa harikası da değil.
Bazen çocukluğunuzdaki bir tatilin izi,bazen “biraz uzaklaşsam” dediğiniz anların karşılığıdır.
